21 Eylül 2012 Cuma
Yeniden hayata dönmek, incinmek istemem
Bugün bunu dinleyin.
http://www.dailymotion.com/video/xbwdqa_dorian-yeniden-hayata-hd_music
Ben yine bişeyleri başaramamaya başladım.
Yine pes etmeye, yine gitmeye. Yine, yine, yine.
Kendimden kaçmaya çalışmaya.
(Neden bu kadar huysuzsun? )
Umut besleme yeteneğimi kaybettim. "Umudu olmayan insan nasıl yaşar ya, ölür." demiştim bi kaç gün önce kendi kendime.
Haklıymışım. Ölü gibi.
Ben yine herkesten, her şeyden nefret etmeye başladım.
Artık kendimi hiç bişey için suçlamamak, kimsenin bana ihtiyacının olmadığı bi yere arkama bakmadan kaçmak istiyorum.
Koşmak istiyorum.
Soluksuz kalıncaya, ta ki her düşündüğüm, her hissettiğim, her tanıdığım bana karınca gibi görünene dek koşmak...
Yarını düşünmeden gözlerimi kapatmak istiyorum.
İster yarınlı, ister yarınsız.
2 Mayıs 2012 Çarşamba
İsyan etme kızım deyişini şimdi anlıyorum anne
İsyan etmek, ne kadar yersizmiş oysa ki.
Sesini olabildiğince çıkarmak, bi şeyleri değiştirmeye yetmiyomuş. Hatta öyle bi saçmalık ki bu, her isyan sana beterin beterini yaşatmak için ant içmiş sanki. Öylesine hırslı, öylesine öfkeli.
Benim sık sık belim ağrır. Hep yatağımın konforsuzluğundan, özel günümün yaklaşmasından vesaire dert yakındım bu ağrılar için. Meğersem hepsinin günahını almışım ben, hepsi masummuş. Benim sırtıma yüklenenlermiş bu ağrıların sebebi. Boyum uzadıkça bükülmüş vücudum. Her isyanımda eğilmiş yeni tomurcuklanan dallarım. Sonra bi gün boyun eğmişler her şeye, herkese. Daha beteri gelmesin diye. İçinden hep " Başkası olsa, ohooo çoktan çökerdi" der, avuturum kendimi.
Avutmak güzeldir, küçükken annem de avuturdu beni. "Sen bi büyü, bak nasıl değişecek her şey" derdi. Sen bunları söylerken gülüyodun ama anne. Neden güldün ki sen o zaman? Ağlasaydın ya, "büyüme kızım, hiç bi şey aynı olmıcak" deseydin ya. Kesseydim kolumu bacağımı, belki daha çocuk kalırdım anne. Belki yine tek derdim neden 10 kuruşumun olmadığı, neden 5 kuruşumun olduğu olurdu. Sonra gider bakkaldan bi yumiyum alırdım, tadına doymayınca bi tane de çalardım unuturdum her şeyi.
Sen bana bakarken şartlar koymamıştın ki anne. "Biz sana bakıyoruz ama sen de ilerde bize bakcaksın" demezdin ki sen. Sen bana hep "Ana kurban olsun, ne istiyosun annem" derdin. Bi de yaramazlık yaptığımda döverdin beni ara sıra. Tamam ara sıra değil çok döverdin. Ama ben her çocuktan fazla severdim annemi. Çünkü sen benim annemdin.
O zamanlar evde en güçlü adam babamdı. Şimdiyse en güçsüz o. Zaman insanların güçlerini elinden alır, niye demedin bana anne? Hep "İlerde her şey farklı olucak" dedin. Ama yine gülüyodun anne. Sen çok ağlıyodun ama çok da gülüyodun. Şimdi çok az gülüyosun, ya da ben seni güldüremiyorum bilmiyorum. Ama seni hala çok seviyorum. Babamı da çok seviyorum. Ablamı da , abimi de. Küçükken hep sorarlardı ya "Anneni mi daha çok seviyosun, babanı mı?" diye. Biliyo musun anne ben hep "İkisini de eşiiit" dedikten sonra kulaklarına "Annemi az daha çok seviyorum" diye fısıldardım.
Sesini olabildiğince çıkarmak, bi şeyleri değiştirmeye yetmiyomuş. Hatta öyle bi saçmalık ki bu, her isyan sana beterin beterini yaşatmak için ant içmiş sanki. Öylesine hırslı, öylesine öfkeli.
Benim sık sık belim ağrır. Hep yatağımın konforsuzluğundan, özel günümün yaklaşmasından vesaire dert yakındım bu ağrılar için. Meğersem hepsinin günahını almışım ben, hepsi masummuş. Benim sırtıma yüklenenlermiş bu ağrıların sebebi. Boyum uzadıkça bükülmüş vücudum. Her isyanımda eğilmiş yeni tomurcuklanan dallarım. Sonra bi gün boyun eğmişler her şeye, herkese. Daha beteri gelmesin diye. İçinden hep " Başkası olsa, ohooo çoktan çökerdi" der, avuturum kendimi.
Avutmak güzeldir, küçükken annem de avuturdu beni. "Sen bi büyü, bak nasıl değişecek her şey" derdi. Sen bunları söylerken gülüyodun ama anne. Neden güldün ki sen o zaman? Ağlasaydın ya, "büyüme kızım, hiç bi şey aynı olmıcak" deseydin ya. Kesseydim kolumu bacağımı, belki daha çocuk kalırdım anne. Belki yine tek derdim neden 10 kuruşumun olmadığı, neden 5 kuruşumun olduğu olurdu. Sonra gider bakkaldan bi yumiyum alırdım, tadına doymayınca bi tane de çalardım unuturdum her şeyi.
Sen bana bakarken şartlar koymamıştın ki anne. "Biz sana bakıyoruz ama sen de ilerde bize bakcaksın" demezdin ki sen. Sen bana hep "Ana kurban olsun, ne istiyosun annem" derdin. Bi de yaramazlık yaptığımda döverdin beni ara sıra. Tamam ara sıra değil çok döverdin. Ama ben her çocuktan fazla severdim annemi. Çünkü sen benim annemdin.
O zamanlar evde en güçlü adam babamdı. Şimdiyse en güçsüz o. Zaman insanların güçlerini elinden alır, niye demedin bana anne? Hep "İlerde her şey farklı olucak" dedin. Ama yine gülüyodun anne. Sen çok ağlıyodun ama çok da gülüyodun. Şimdi çok az gülüyosun, ya da ben seni güldüremiyorum bilmiyorum. Ama seni hala çok seviyorum. Babamı da çok seviyorum. Ablamı da , abimi de. Küçükken hep sorarlardı ya "Anneni mi daha çok seviyosun, babanı mı?" diye. Biliyo musun anne ben hep "İkisini de eşiiit" dedikten sonra kulaklarına "Annemi az daha çok seviyorum" diye fısıldardım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)