Zaman değişiyor ama görüyorum ki benim kalbimden geçip ağzımda hayat bulan hislerin ana teması, verdiği hissiyat hiç değişmiyor.
Kızım zühre diyorum sen yıllar önce de zühreymişsin, şimdi de.
Keşke bilseydim de neden seni anlamadıklarını söyleseydim sana.
Daha az üzülür, daha az kırılırdın belki de.
Uzaylı olmadığını bilmek her insanı mutlu eder heralde.
Acılar seni daha az acıtmaya, güzellikler senin aklını başından daha çok almaya başladı, biliyorum.
Sen kırışıklıklarından papatyalar açtıran, saçlarına düşen karları kendine hiç yakıştırmadığı boyaların altına saklayan kadının kızısın.
O güzel olanı geç gördü, insanın kötüsünü hayatını sillesini erken.
Güzelin peşinden gitti, güzele aşık oldu.
Her sabah şarkılar söyledi, bazı sabahlar söylemek istemedi, ağladı.
Gözyaşları cansuyu oldu yeni toprağa kavuşan hayallerine, umutlarına.
Tıpkı sen.
Tıpkı senin ritüellerin. Ama sen daha hırçın. Daha tek başına.
Anlatmadın.
Sen hep iyi olduğunu bilsinler istedin.
Annen baban sana bakmazken onları izledin.
Bir an onlar olmadan naparım deyip saatlerce ağladın.
İhtimaller bile seni kahretti.
Yani anla artık.
Zorlama.
Sen busun.
Bir gün bahçelerine, güllerini toplamak için değil sulamak budamak için birileri gelicek.
Belki gübrelicekler bile. Kendi gülleriymiş gibi sevicekler güllerini, konuşucaklar onlarla.
O gün sen yine kişiyi değil güzel olanı seviceksin.
Güzel olan da seni sevicek, çünkü sen busun.
Sen güzel olansın, nefes alansın.
Hep böyle kalıcaksın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder