O dillerden düşmeyen aşklar gibi belki, belki de masallardaki gibi. Bizim olmayan ama olsun istediğimiz.
Bişeyler geliyor, birileri geliyor ve gidiyor.
Orda bir ışık var. Orda bir ışık var, hiç sönmüyor.
Mesafe büyüdükçe küçülüyor, silikleşiyor belki ama. Ama hiç sönmüyor.
Kokusu geliyor. Limon ağaçlarının yapraklarını alırsan eline, yapışır kokusu avuçlarına. Çıkmaz sen istesen de bi süre. Çıkmıyor, çıkmak bilmiyor kokusu.
Bir karanlık. Kaplıyor tüm ağaç, tüm çiçek, tüm ışıkları. Nefesleri bile kesiyor.
"Sus" diyor küçük kız. "Bu karanlık canı olan herşeyi emiyor." Susuyorlar.
Belki konuşucaklar bi zaman sonra, belki sonsuza dek susucaklar. Ama beraber olucaklar.
Kimbilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder